Denetimli Serbestlik

 

Denetimli Serbestlik Nedir?

Denetimli serbestlik şüpheli, sanık veya hükümlü hakkındaki birtakım yükümlülük ve tedbirlerin uygulanması, bu kişilerin topluma yeniden kazandırılması ile mağdur ve toplumun güçlendirilmesini, suçluluğun önlenmesini hedefleyen mekanizmalar içeren bir ceza adaleti kurumudur.

19. yüzyıldan itibaren cezaların infazında hapsetmeye alternatif yöntemler tüm dünyada tartışılmaya ve uygulanmaya başlamıştır. Denetimli serbestlik tedbiri de bu çabalar neticesinde ortaya çıkan alternatif bir ceza infaz kurumu olarak ele alınmaktadır. Modern anlamda denetimli serbestlik, hukuk sistemimizdeki yerini 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesini izleyen dönemde almıştır. Hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiriyle infazı ise Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a (“CGTİK”) 2012 yılında 6291 s. Kanun ile eklenen 105/A maddesi ile infaz sistemimize kazandırılmıştır. Hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiriyle infazı ile amaçlanan, hükümlünün infaz sürecini yakınlarıyla ilişki kurarak geçirmesi, önleyici ve destekleyici tedbirler eşliğinde yürütülen bu süreçte topluma yeniden kazandırılmasıdır.

Hapis cezasının infazının yanı sıra denetimli serbestlik kapsamında yerine getirilecek çeşitli tedbirlere 5237 s. Türk Ceza Kanunu (“TCK”), 5271 s. Ceza Muhakemesi Kanunu, 5275 s. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (“CGTİK”) ile sair mevzuatta yer verilmiştir. Örneğin sanık hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirken birtakım tedbirlere hükmedilmişse bunlar denetimli serbestlik tedbiri olarak yerine getirilir. Buna benzer özel tedbir hallerine TCK m. 51, m. 191 gibi hükümlerde yer verilen tedbirler de örnek gösterilebilir.

İnfaz hukuku kapsamında en sık karşılaşılan denetimli serbestlik hali, hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazıdır. Bu kurum, CGTİK m. 105/A ile düzenlenmiştir. Buna göre hakkındaki hapis cezasının infazına devam edilen hükümlü, koşullu salıverilme tarihine belirli bir süre kala denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere ceza infaz kurumundan tahliye edilebilmektedir.

Denetimli Serbestlikten Yararlanma Şartları Nelerdir?

CGTİK m. 105/A’ya göre hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiri ile infazı için gereken şartlar şu şekilde sayılabilir:

·         Açık Cezaevinde veya Çocuk Eğitimevinde Bulunma

CGTİK m. 105/A/1’e göre denetimli serbestlikten yararlanmanın ilk şartı hükümlünün açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunmasıdır. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi halli hükümlüler de diğer şartları taşımaları halinde denetimli serbestlikten yararlanabilirler.

14.02.2020 tarih ve 7242 s. Kanun’la değişik CGTİK Geçici m. 6/3’e göre, 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlardan hüküm giyen hükümlüler iyi halli olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunsalar da denetimli serbestlikten yararlanma hakkına sahiptir. Ancak bu hükümden Türk Ceza Kanunu’nun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hüküm giyenler faydalanamayacaktır.

Hükümlünün açık ceza infaz kurumunda bulunması iki ihtimalde gerçekleşebilir. Bazı durumlarda hükümlünün cezası doğrudan açık ceza infaz kurumunda infaz edilir. İkinci ihtimalde ise kişi kapalı ceza infaz kurumunda iken yasal şartları taşıması halinde açık ceza infaz kurumuna ayrılır. Hükümlünün cezasının doğrudan açık ceza infaz kurumunda çektirileceği haller ile açık ceza infaz kurumuna ayrılma halleri CGTİK’in ilgili hükümleri, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği (RG: 02.09.2012 t., 28399 s.) ve sair mevzuatta gösterilmiştir. Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları her hükümlü yönünden değişiklik gösterebileceğinden titizlikle yürütülecek bir inceleme gerektirmektedir.

Çocuk eğitimevleri ise kural olarak suça sürüklenen çocukların cezalarının infaz edildiği çocuklara özgü kurumlardır. Suça sürüklenen çocukların çocuk eğitimevleri ile diğer ceza infaz kurumlarında hangi şartlarda bulunacağı da yine başta CGTİK’in 11. ve 15. maddesi olmak üzere sair mevzuat hükümlerinde detaylı şekilde gösterilmiştir.

·         Koşullu Salıverilme Tarihine Belirli Bir Süre Kalmış Olma

Denetimli serbestlik için koşullu salıverilme tarihine belirli bir süre kalmış olma şartı bakımından çeşitli ihtimallere göre değerlendirme yapılmalıdır:

Ø  30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçlar için:

o   Kural olarak koşullu salıverilme tarihine bir yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır;

o   0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine iki yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır;

o   Bu halleri usulüne göre belgelenmek kaydıyla ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine üç yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır.

Ø  30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlar için (CGTİK Geçici m. 6’nın 7242 s. Kanun ile değişik hali uyarınca):

o      Kural olarak koşullu salıverilme tarihine üç yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır (İstisna suçlar: Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hüküm giyenler için bu üç yıllık süre istisnası uygulanmayacaktır);

o   0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile yetmiş yaşını bitiren hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine dört yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır;

o     Bu halleri usulüne göre belgelenmek kaydıyla ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine belirli bir süre kalmış olma şartı aranmaz (İstisna suçlar: Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hüküm giyenler için bu süre şartı aranmama istisnası uygulanmayacaktır).

Belirtmek gerekir ki adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezanın hapse çevrildiği durumlarda denetimli serbestlik uygulanmaz. Bununla birlikte cezası özel infaz usulüne göre çektirilen kişiler ile bu usulün uygulanmasına infaz hakimince son verilen ve infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilen durumlarda denetimli serbestlik uygulanmayacaktır (CGTİK m. 110/5, 110/7).

·         Talepte Bulunma

Hükümlünün hapis cezasının infazına denetimli serbestlik kapsamında devam edilebilmesi için ceza infaz kurumu idaresine bu yöndeki talebini iletmesi gerekir. Diğer bir deyişle infaz süreci kendiliğinden denetimli serbestlik usulüne göre devam etmeyecektir. Bu usulün uygulanması talep şartına bağlıdır.

·         İyi Halli Olma

Hükümlünün denetimli serbestlikten faydalanması, “iyi halli” olması şartına bağlı tutulmuştur. Hükümlünün iyi hal gösterip göstermediği, ceza infaz kurumu idaresinin düzenleyeceği değerlendirme raporu ile ortaya konulmaktadır. CGTİK m. 89 uyarınca yapılacak iyi hal değerlendirmesinde hükümlünün risk durumu, yeniden suç işleme eğilimi, rehabilitasyon sürecinde gösterdiği tekamül gibi hususların titizlikle değerlendirilmesi gerekir.

Denetimli Serbestlik Tedbiri Nasıl Yerine Getirilir?

Yukarıdaki şartların sağlanması halinde infaz kurumunca düzenlenecek rapor üzerine infaz hakimi tarafından infazın denetimli serbestlik tedbiri ile devamına karar verilir.

İnfaz hakimliğinin kararı üzerine hükümlünün dosyası, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilir. Hükümlünün üç gün içerisinde ilgili müdürlüğe kendiliğinden başvurarak denetimli serbestlik sürecini başlatması gerekir. Bu başvuruyu beş gün içinde yapmazsa hükümlü, dosyasının kapatılması ve ceza infaz kurumuna yeniden gönderilme sonucuyla karşılaşacaktır. Bu beş günlük sürenin, 01.01.2021 tarihine dek 25 gün olarak uygulanacağı düzenlenmiştir (CGTİK Geçici m. 9/3).

Denetimli serbestlik süreci başlayan hükümlüye bir vaka sorumlusu atanarak hükümlü için bir denetim planı belirlenir. Bu denetim planında hükümlünün yükümlülükleri gösterilir, bunlar için bir takvim oluşturulur. Vaka sorumlusu hükümlüye bu yükümlülükleri ne şekilde yerine getireceğini ve yerine getirmemenin olası sonuçlarını anlayacağı şekilde açıklar. Denetimli serbestlikte geçen sürede hükümlünün kamuya yararlı işte ücretsiz olarak çalışma, bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma, belirlenen programlara katılma gibi yükümlülüklere tabi tutulması mümkündür. Bu türden yükümlülüklere denetimli serbestlik görevlileri tarafından hükümlünün risk ve ihtiyaçları gözetilerek karar verilir. Böylece hükümlünün koşullu salıverilme tarihine dek devam edecek denetimli serbestlik süreci başlamış olur.

Denetimli serbestlik usulüne ve hizmetin ne şekilde sunulacağına ilişkin detaylar 5402 s. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu ile Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği (“Yönetmelik”) (RG: 05.03.2013 t., 28578 s.) ile düzenlenmiştir.

Denetimli Serbestlik Yükümlülükleri Nelerdir?

CGTİK m. 105/A/5 uyarınca denetimli serbestlik müdürlüğü, hükümlünün aşağıdaki yükümlülüklerden en az birine tabi tutulmasına karar verebilir:

Ø  Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,

Ø  Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,

Ø  Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,

Ø  Belirlenen programlara katılma.

 Bu yükümlülüklerin detayları Yönetmelik m. 83 ila m. 90 arasında düzenlenmiştir.

·         Kamuya Yararlı Bir İşte Ücretsiz Olarak Çalıştırılma Yükümlülüğü

Yönetmelik m. 84/2’ye göre hükümlüler, denetimli serbestlikte geçirecekleri toplam sürenin üçte birini kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalışarak tamamlar. Çalışma süreleri günde 4, haftada 20 saat olarak belirlenir. Hükümlüler bir kamu kurumunda çalıştırılabileceği gibi kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde, bireysel olarak veya bir görevli nezaretinde grup halinde çalıştırılabilir.

Aşağıdaki durumlarda belgelendirilen mazeretin doğruluğu ve haklılığı araştırılarak çalıştırılma yükümlülüğünün kaldırılmasına karar verilebilir:

Ø  Hükümlünün çalışmasına engel bir sağlık problemi olması,

Ø  Örgün öğretimine devam etmesi,

Ø  Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışması,

Ø  Kendi işini kurması ve işletmesi.

Çalıştırma yükümlülüğü, aşağıdaki durumlarda uygulanmaz:

Ø  Müdürlüğe müracaat tarihi itibariyle 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuklar,

Ø  0-6 yaş arasında çocuğu bulunan kadınlar,

Ø  Altmış yaş ve üstü hükümlüler,

Ø  Hayatlarını yalnız başına idame ettiremeyen hükümlüler,

Ø  Doğumuna 10 hafta kalan hamile kadınlar.

·         Bir Konut veya Bölgede Denetim ve Gözetim Altında Bulundurulma Yükümlülüğü

Konutta denetim ve gözetim altında bulundurma, yüksek riskli hükümlüler hakkında uygulanan istisnai bir yükümlülüktür. Yüksek riskli hükümlüler, toplam denetimli serbestlik süresinin en az üçte birini konuttan çıkmamak suretiyle tamamlar. Yükümlülük 08.00-18.00 arasında olmak üzere günde en az 10 saat, en fazla 12 saat süreyle yerine getirilir.

Hükümlünün tekrar suç işleme riski, topluma veya mağdura zarar verme riskine göre daha önce karar verilmese dahi hükümlü hakkında bu yükümlülüğe sonradan da karar verilebilir. Ayrıca daha önce verilmiş olan yükümlülüğün süresinin uzatılması da mümkündür.

Bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma ise genel bir yükümlülüktür. “İmza yükümlülüğü” olarak da anılan bu yükümlülüğe göre hükümlüler, belirlenen tarih ve saatlerde denetimli serbestlik müdürlüğü, kolluk, muhtarlık veya müdürlüğün belirleyeceği bir kamu görevlisine başvurmak zorundadır. Yükümlülüğün yerine getirme sıklığının nasıl belirleneceği, risk durumuna göre Yönetmelik m. 86/3 ile gösterilmiştir. Ağır bir hastalık, sakatlık veya yaşlanma nedeniyle hayatını yalnız başına idame ettiremeyen hükümlüler hakkında bu yükümlülük uygulanmaz. Eğer hükümlü yüksek riskli ise yükümlülük, “belirlenen bölge sınırları dışına çıkmama” şeklinde de belirlenebilir.

·         Belirlenen Yer veya Bölgelere Gitmeme Yükümlülüğü

Gerekli görüldüğü durumlarda hükümlü belirli yer ve bölgelere gitmekten yasaklanabilir. Bu yer ve bölgeler, hükümlünün suç işlemesine veya suça yönelmesine etkisi bulunan yerlerdir. Bu yükümlülük ile başta çocuklar ve suç mağdurları olmak üzere toplumun korunması amaçlanmaktadır. Yasaklama bölgesi ve süresi müdürlük tarafından takdir edilmektedir.

·         Belirlenen Programlara Katılma Yükümlülüğü

Hükümlülerin iyileştirilmesi ve topluma kazandırılması amacıyla ihtiyaç duydukları bireysel görüşme, grup çalışması, tedavi ve iyileştirme programları, diğer kurumlarca yürütülen meslek ve sanat edindirmeye yönelik faaliyetler, seminer, sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler, sivil toplum kuruluşlarınca kamu yararına yürütülen program ve çalışmalara katılma yükümlülüğü getirilebilir.

Hükümlünün ihtiyaçlarını tespit ederek katılacağı programları belirleme sorumluluğu müdürlüğe aittir.

·         Denetimi Serbestlikte İzin

Yönetmelik m. 43/5 uyarınca haklı bir mazeretle yükümlülüğünü yerine getiremeyecek hükümlülere, talepleri üzerine ve vaka sorumlusunun uygun görüşü doğrultusunda müdürlük tarafından 5 güne kadar izin verilebilir. Ancak izin süresi Yönetmelik’te gösterilen ölüm ve ağır hastalık halleri hariç, denetim süresi boyunca 15 günü geçemez. İzin kullanan hükümlüye bir izin belgesi verilir. Hükümlü bu izin belgesini iznini geçirdiği yerdeki denetimli serbestlik müdürlüğüne imzalatmakla yükümlüdür.

·         Denetimli Serbestlikte Yükümlülük İhlali

Hükümlünün denetimli serbestlikten doğan yükümlülüklere, denetim ve iyileştirme programına ve denetim planına uymamakta ısrar etmesi, diğer bir ifadeyle yükümlülüklerini ihlal etmesi ceza infaz kurumuna geri gönderilme sonucuyla karşılaşmasına sebep olur. Hükümlüye, ihlal edilen yükümlülüğün türüne göre infaz hakimliği veya denetimli serbestlik komisyonu tarafından bir uyarı yazısı tebliğ edilir. Gerekirse hükümlü müdürlüğe davet edilir ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından açıklanır.

Yönetmelik m. 44/3’e göre yükümlülüğün “bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi” yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılmaktadır. İlk ihlali üzerine bir yıl içerisinde ikinci bir ihlal tespit edilirse denetimli serbestlik tedbirinin infazına son verilerek dosya infaz hakimliğine gönderilir. Hakimlik ise hükümlünün ceza infaz kurumuna geri gönderilmesine karar verecektir.

Denetimli serbestlik kapsamında en sık uygulanan yükümlülüklerden biri imza yükümlülüğüdür. Böyle bir yükümlülüğün öngörülmesi halinde, her bir imzanın zamanında atılmasında çok dikkatli olmak zorunludur.

·         İtiraz ve Şikayet

Denetimli serbestlik müdürlüğünce hazırlanan hukuka aykırı plan, rapor, uyarı vb. işlem ve eylemlere karşı şikayet ve itiraz yolu açıktır. Yönetmelik m. 48’e göre itiraz doğrudan müdürlüğe yapılır ve komisyon yahut koruma kurulu tarafından karara bağlanır. Şikayet ise infaz hakimliği tarafından karara bağlanmaktadır.

Denetimli serbestlik müdürlükleri ile koruma kurullarının idari nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunulabileceği Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu m. 18 ile hüküm altına alınmıştır. Aynı hükme göre İnfaz Hakimliğinin vereceği karara karşı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca itiraz kanun yolu da açıktır.

Yönetmelik m. 48/2 ile gösterildiği üzere hükümlü ile kanuni temsilcisi, işlem ve eylemi öğrendiği tarihten itibaren 15 gün ve her halde işlem/eylemin yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurabilir. Bu başvuru doğrudan infaz hakimliğine veya infaz hakimliğine iletilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına veya müdürlüğe yapılabilir. Şikayet başvurusu yapılan işlem/eylemin yerine getirilmesini kendiliğinden durdurmaz. Ancak infaz hakimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğacağı ve işlem/eylemin “açıkça hukuka aykırı” olduğu durumlarda işlem/eylemin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.

·         İhlal Uyarısının Şikayet Yolu ile Kaldırılması

Hükümlü, denetimli serbestlik yükümlülüğüne uymadığı gerekçesi ile hukuka aykırı bir ihlal uyarısı ile karşılaşmışsa infaz hakimliğine şikayet yoluna giderek bu uyarının iptalini talep edebilir. Böyle bir durumda ihlal uyarısı hukuki sonuç doğurmayacaktır.

Yargıtay’a göre hükümlünün ikinci ihlali sebebiyle dosyasının kapatılması için, ilk ihlale dair uyarı tebliğine itiraz/şikayet süresinin dolması aranmayacaktır. Diğer bir ifadeyle ikinci ihlal, ilk uyarıya ilişkin itiraz süresi içinde yapılsa dahi hükümlünün ceza infaz kurumuna iadesine karar verilir. (Yargıtay 1. CD. 2018/5599 E., 2019/853 K. sayılı ve 18.02.2019 tarihli kararı: “Hükümlünün denetim planını 1 yıl içerisinde iki defa ihlâl etmesinin yeterli olduğu, aksi durumun kabulü halinde hükümlünün ilk ihlâle ilişkin uyarı kararına karşı Kanun yoluna başvurma hakkının olmasının hükümlüye itiraz süresi boyunca ihlâl hakkı tanındığı anlamına geleceği anlaşılmakla, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden (…)”)

Hükümlü, ihlali haklı bir mazeret ile gerçekleştirmiş ise bunu ileri sürmesi mümkündür. Örneğin hükümlünün ihlal günü rahatsızlığı bulunduğunu gösterir bir sağlık raporu sunması durumunda geçerli bir mazeretinin olduğu kabul edilir. (Yargıtay 1. CD. 2019/1081 E., 2019/3333 K. sayılı ve 24.06.2019 tarihli kararı)

Denetimli Serbestlik Hangi Hallerde Sona Erer?

Hapis cezasının denetimli serbestlik uygulanarak infazı, kural olarak koşullu salıverilme tarihinin gelmesiyle sona erer. Bu durumda infaz süreci, koşullu salıverilme hükümlerine göre devam edecektir. Bunun gerçekleşmesi için denetimli serbestlik müdürlüğü CGTİK m. 108/9 uyarınca gerekçeli bir rapor hazırlayarak bunu koşullu salıverme kararını verecek adli makama gönderir.

Ceza İnfaz Kurumuna Geri Gönderilme Halleri Nelerdir?

Aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimliği, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezanın infazı için hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilmesine karar verir:

Ø  Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talepte belirtilen denetimli serbestlik müdürlüğüne 5 gün içinde müracaat etmemek (CGTİK Geçici m. 9/3 uyarınca 01.01.2021 tarihine dek “25 gün” içinde müracaat etmemek),

Ø  Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin uyarı ve önerileriyle hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmek (bir yıl içinde iki kere yükümlülük ihlali yapmak),

Ø  Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemek.

Bu hallerin yanında, CGTİK m. 105/A’nın 7242 s. Kanun ile yeniden düzenlenen 7. fıkrası uyarınca, denetimli serbestliğin uygulanmaya başlamasından sonra işlendiği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı hükümlü hakkında yeni bir kamu davası açılmışsa hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Bu karar, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından verilecektir. Hükümlü hakkındaki bu yeni kovuşturma neticesinde beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde infaz hakimi, infazın denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam etmesine karar verir.

 

 

Denetimli Serbestlik

 

Denetimli Serbestlik Nedir?

Denetimli serbestlik şüpheli, sanık veya hükümlü hakkındaki birtakım yükümlülük ve tedbirlerin uygulanması, bu kişilerin topluma yeniden kazandırılması ile mağdur ve toplumun güçlendirilmesini, suçluluğun önlenmesini hedefleyen mekanizmalar içeren bir ceza adaleti kurumudur.

19. yüzyıldan itibaren cezaların infazında hapsetmeye alternatif yöntemler tüm dünyada tartışılmaya ve uygulanmaya başlamıştır. Denetimli serbestlik tedbiri de bu çabalar neticesinde ortaya çıkan alternatif bir ceza infaz kurumu olarak ele alınmaktadır. Modern anlamda denetimli serbestlik, hukuk sistemimizdeki yerini 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesini izleyen dönemde almıştır. Hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiriyle infazı ise Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a (“CGTİK”) 2012 yılında 6291 s. Kanun ile eklenen 105/A maddesi ile infaz sistemimize kazandırılmıştır. Hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiriyle infazı ile amaçlanan, hükümlünün infaz sürecini yakınlarıyla ilişki kurarak geçirmesi, önleyici ve destekleyici tedbirler eşliğinde yürütülen bu süreçte topluma yeniden kazandırılmasıdır.

Hapis cezasının infazının yanı sıra denetimli serbestlik kapsamında yerine getirilecek çeşitli tedbirlere 5237 s. Türk Ceza Kanunu (“TCK”), 5271 s. Ceza Muhakemesi Kanunu, 5275 s. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (“CGTİK”) ile sair mevzuatta yer verilmiştir. Örneğin sanık hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirken birtakım tedbirlere hükmedilmişse bunlar denetimli serbestlik tedbiri olarak yerine getirilir. Buna benzer özel tedbir hallerine TCK m. 51, m. 191 gibi hükümlerde yer verilen tedbirler de örnek gösterilebilir.

İnfaz hukuku kapsamında en sık karşılaşılan denetimli serbestlik hali, hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazıdır. Bu kurum, CGTİK m. 105/A ile düzenlenmiştir. Buna göre hakkındaki hapis cezasının infazına devam edilen hükümlü, koşullu salıverilme tarihine belirli bir süre kala denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak üzere ceza infaz kurumundan tahliye edilebilmektedir.

Denetimli Serbestlikten Yararlanma Şartları Nelerdir?

CGTİK m. 105/A’ya göre hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiri ile infazı için gereken şartlar şu şekilde sayılabilir:

·         Açık Cezaevinde veya Çocuk Eğitimevinde Bulunma

CGTİK m. 105/A/1’e göre denetimli serbestlikten yararlanmanın ilk şartı hükümlünün açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunmasıdır. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi halli hükümlüler de diğer şartları taşımaları halinde denetimli serbestlikten yararlanabilirler.

14.02.2020 tarih ve 7242 s. Kanun’la değişik CGTİK Geçici m. 6/3’e göre, 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlardan hüküm giyen hükümlüler iyi halli olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunsalar da denetimli serbestlikten yararlanma hakkına sahiptir. Ancak bu hükümden Türk Ceza Kanunu’nun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hüküm giyenler faydalanamayacaktır.

Hükümlünün açık ceza infaz kurumunda bulunması iki ihtimalde gerçekleşebilir. Bazı durumlarda hükümlünün cezası doğrudan açık ceza infaz kurumunda infaz edilir. İkinci ihtimalde ise kişi kapalı ceza infaz kurumunda iken yasal şartları taşıması halinde açık ceza infaz kurumuna ayrılır. Hükümlünün cezasının doğrudan açık ceza infaz kurumunda çektirileceği haller ile açık ceza infaz kurumuna ayrılma halleri CGTİK’in ilgili hükümleri, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği (RG: 02.09.2012 t., 28399 s.) ve sair mevzuatta gösterilmiştir. Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları her hükümlü yönünden değişiklik gösterebileceğinden titizlikle yürütülecek bir inceleme gerektirmektedir.

Çocuk eğitimevleri ise kural olarak suça sürüklenen çocukların cezalarının infaz edildiği çocuklara özgü kurumlardır. Suça sürüklenen çocukların çocuk eğitimevleri ile diğer ceza infaz kurumlarında hangi şartlarda bulunacağı da yine başta CGTİK’in 11. ve 15. maddesi olmak üzere sair mevzuat hükümlerinde detaylı şekilde gösterilmiştir.

·         Koşullu Salıverilme Tarihine Belirli Bir Süre Kalmış Olma

Denetimli serbestlik için koşullu salıverilme tarihine belirli bir süre kalmış olma şartı bakımından çeşitli ihtimallere göre değerlendirme yapılmalıdır:

Ø  30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçlar için:

o   Kural olarak koşullu salıverilme tarihine bir yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır;

o   0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine iki yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır;

o   Bu halleri usulüne göre belgelenmek kaydıyla ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine üç yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır.

Ø  30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlar için (CGTİK Geçici m. 6’nın 7242 s. Kanun ile değişik hali uyarınca):

o      Kural olarak koşullu salıverilme tarihine üç yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır (İstisna suçlar: Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hüküm giyenler için bu üç yıllık süre istisnası uygulanmayacaktır);

o   0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile yetmiş yaşını bitiren hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine dört yıl (veya daha az süre) kalmış olmalıdır;

o     Bu halleri usulüne göre belgelenmek kaydıyla ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler için koşullu salıverilme tarihine belirli bir süre kalmış olma şartı aranmaz (İstisna suçlar: Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan hüküm giyenler için bu süre şartı aranmama istisnası uygulanmayacaktır).

Belirtmek gerekir ki adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezanın hapse çevrildiği durumlarda denetimli serbestlik uygulanmaz. Bununla birlikte cezası özel infaz usulüne göre çektirilen kişiler ile bu usulün uygulanmasına infaz hakimince son verilen ve infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilen durumlarda denetimli serbestlik uygulanmayacaktır (CGTİK m. 110/5, 110/7).

·         Talepte Bulunma

Hükümlünün hapis cezasının infazına denetimli serbestlik kapsamında devam edilebilmesi için ceza infaz kurumu idaresine bu yöndeki talebini iletmesi gerekir. Diğer bir deyişle infaz süreci kendiliğinden denetimli serbestlik usulüne göre devam etmeyecektir. Bu usulün uygulanması talep şartına bağlıdır.

·         İyi Halli Olma

Hükümlünün denetimli serbestlikten faydalanması, “iyi halli” olması şartına bağlı tutulmuştur. Hükümlünün iyi hal gösterip göstermediği, ceza infaz kurumu idaresinin düzenleyeceği değerlendirme raporu ile ortaya konulmaktadır. CGTİK m. 89 uyarınca yapılacak iyi hal değerlendirmesinde hükümlünün risk durumu, yeniden suç işleme eğilimi, rehabilitasyon sürecinde gösterdiği tekamül gibi hususların titizlikle değerlendirilmesi gerekir.

Denetimli Serbestlik Tedbiri Nasıl Yerine Getirilir?

Yukarıdaki şartların sağlanması halinde infaz kurumunca düzenlenecek rapor üzerine infaz hakimi tarafından infazın denetimli serbestlik tedbiri ile devamına karar verilir.

İnfaz hakimliğinin kararı üzerine hükümlünün dosyası, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilir. Hükümlünün üç gün içerisinde ilgili müdürlüğe kendiliğinden başvurarak denetimli serbestlik sürecini başlatması gerekir. Bu başvuruyu beş gün içinde yapmazsa hükümlü, dosyasının kapatılması ve ceza infaz kurumuna yeniden gönderilme sonucuyla karşılaşacaktır. Bu beş günlük sürenin, 01.01.2021 tarihine dek 25 gün olarak uygulanacağı düzenlenmiştir (CGTİK Geçici m. 9/3).

Denetimli serbestlik süreci başlayan hükümlüye bir vaka sorumlusu atanarak hükümlü için bir denetim planı belirlenir. Bu denetim planında hükümlünün yükümlülükleri gösterilir, bunlar için bir takvim oluşturulur. Vaka sorumlusu hükümlüye bu yükümlülükleri ne şekilde yerine getireceğini ve yerine getirmemenin olası sonuçlarını anlayacağı şekilde açıklar. Denetimli serbestlikte geçen sürede hükümlünün kamuya yararlı işte ücretsiz olarak çalışma, bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma, belirlenen programlara katılma gibi yükümlülüklere tabi tutulması mümkündür. Bu türden yükümlülüklere denetimli serbestlik görevlileri tarafından hükümlünün risk ve ihtiyaçları gözetilerek karar verilir. Böylece hükümlünün koşullu salıverilme tarihine dek devam edecek denetimli serbestlik süreci başlamış olur.

Denetimli serbestlik usulüne ve hizmetin ne şekilde sunulacağına ilişkin detaylar 5402 s. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu ile Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği (“Yönetmelik”) (RG: 05.03.2013 t., 28578 s.) ile düzenlenmiştir.

Denetimli Serbestlik Yükümlülükleri Nelerdir?

CGTİK m. 105/A/5 uyarınca denetimli serbestlik müdürlüğü, hükümlünün aşağıdaki yükümlülüklerden en az birine tabi tutulmasına karar verebilir:

Ø  Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,

Ø  Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,

Ø  Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,

Ø  Belirlenen programlara katılma.

 Bu yükümlülüklerin detayları Yönetmelik m. 83 ila m. 90 arasında düzenlenmiştir.

·         Kamuya Yararlı Bir İşte Ücretsiz Olarak Çalıştırılma Yükümlülüğü

Yönetmelik m. 84/2’ye göre hükümlüler, denetimli serbestlikte geçirecekleri toplam sürenin üçte birini kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalışarak tamamlar. Çalışma süreleri günde 4, haftada 20 saat olarak belirlenir. Hükümlüler bir kamu kurumunda çalıştırılabileceği gibi kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde, bireysel olarak veya bir görevli nezaretinde grup halinde çalıştırılabilir.

Aşağıdaki durumlarda belgelendirilen mazeretin doğruluğu ve haklılığı araştırılarak çalıştırılma yükümlülüğünün kaldırılmasına karar verilebilir:

Ø  Hükümlünün çalışmasına engel bir sağlık problemi olması,

Ø  Örgün öğretimine devam etmesi,

Ø  Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışması,

Ø  Kendi işini kurması ve işletmesi.

Çalıştırma yükümlülüğü, aşağıdaki durumlarda uygulanmaz:

Ø  Müdürlüğe müracaat tarihi itibariyle 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuklar,

Ø  0-6 yaş arasında çocuğu bulunan kadınlar,

Ø  Altmış yaş ve üstü hükümlüler,

Ø  Hayatlarını yalnız başına idame ettiremeyen hükümlüler,

Ø  Doğumuna 10 hafta kalan hamile kadınlar.

·         Bir Konut veya Bölgede Denetim ve Gözetim Altında Bulundurulma Yükümlülüğü

Konutta denetim ve gözetim altında bulundurma, yüksek riskli hükümlüler hakkında uygulanan istisnai bir yükümlülüktür. Yüksek riskli hükümlüler, toplam denetimli serbestlik süresinin en az üçte birini konuttan çıkmamak suretiyle tamamlar. Yükümlülük 08.00-18.00 arasında olmak üzere günde en az 10 saat, en fazla 12 saat süreyle yerine getirilir.

Hükümlünün tekrar suç işleme riski, topluma veya mağdura zarar verme riskine göre daha önce karar verilmese dahi hükümlü hakkında bu yükümlülüğe sonradan da karar verilebilir. Ayrıca daha önce verilmiş olan yükümlülüğün süresinin uzatılması da mümkündür.

Bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma ise genel bir yükümlülüktür. “İmza yükümlülüğü” olarak da anılan bu yükümlülüğe göre hükümlüler, belirlenen tarih ve saatlerde denetimli serbestlik müdürlüğü, kolluk, muhtarlık veya müdürlüğün belirleyeceği bir kamu görevlisine başvurmak zorundadır. Yükümlülüğün yerine getirme sıklığının nasıl belirleneceği, risk durumuna göre Yönetmelik m. 86/3 ile gösterilmiştir. Ağır bir hastalık, sakatlık veya yaşlanma nedeniyle hayatını yalnız başına idame ettiremeyen hükümlüler hakkında bu yükümlülük uygulanmaz. Eğer hükümlü yüksek riskli ise yükümlülük, “belirlenen bölge sınırları dışına çıkmama” şeklinde de belirlenebilir.

·         Belirlenen Yer veya Bölgelere Gitmeme Yükümlülüğü

Gerekli görüldüğü durumlarda hükümlü belirli yer ve bölgelere gitmekten yasaklanabilir. Bu yer ve bölgeler, hükümlünün suç işlemesine veya suça yönelmesine etkisi bulunan yerlerdir. Bu yükümlülük ile başta çocuklar ve suç mağdurları olmak üzere toplumun korunması amaçlanmaktadır. Yasaklama bölgesi ve süresi müdürlük tarafından takdir edilmektedir.

·         Belirlenen Programlara Katılma Yükümlülüğü

Hükümlülerin iyileştirilmesi ve topluma kazandırılması amacıyla ihtiyaç duydukları bireysel görüşme, grup çalışması, tedavi ve iyileştirme programları, diğer kurumlarca yürütülen meslek ve sanat edindirmeye yönelik faaliyetler, seminer, sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler, sivil toplum kuruluşlarınca kamu yararına yürütülen program ve çalışmalara katılma yükümlülüğü getirilebilir.

Hükümlünün ihtiyaçlarını tespit ederek katılacağı programları belirleme sorumluluğu müdürlüğe aittir.

·         Denetimi Serbestlikte İzin

Yönetmelik m. 43/5 uyarınca haklı bir mazeretle yükümlülüğünü yerine getiremeyecek hükümlülere, talepleri üzerine ve vaka sorumlusunun uygun görüşü doğrultusunda müdürlük tarafından 5 güne kadar izin verilebilir. Ancak izin süresi Yönetmelik’te gösterilen ölüm ve ağır hastalık halleri hariç, denetim süresi boyunca 15 günü geçemez. İzin kullanan hükümlüye bir izin belgesi verilir. Hükümlü bu izin belgesini iznini geçirdiği yerdeki denetimli serbestlik müdürlüğüne imzalatmakla yükümlüdür.

·         Denetimli Serbestlikte Yükümlülük İhlali

Hükümlünün denetimli serbestlikten doğan yükümlülüklere, denetim ve iyileştirme programına ve denetim planına uymamakta ısrar etmesi, diğer bir ifadeyle yükümlülüklerini ihlal etmesi ceza infaz kurumuna geri gönderilme sonucuyla karşılaşmasına sebep olur. Hükümlüye, ihlal edilen yükümlülüğün türüne göre infaz hakimliği veya denetimli serbestlik komisyonu tarafından bir uyarı yazısı tebliğ edilir. Gerekirse hükümlü müdürlüğe davet edilir ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından açıklanır.

Yönetmelik m. 44/3’e göre yükümlülüğün “bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi” yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılmaktadır. İlk ihlali üzerine bir yıl içerisinde ikinci bir ihlal tespit edilirse denetimli serbestlik tedbirinin infazına son verilerek dosya infaz hakimliğine gönderilir. Hakimlik ise hükümlünün ceza infaz kurumuna geri gönderilmesine karar verecektir.

Denetimli serbestlik kapsamında en sık uygulanan yükümlülüklerden biri imza yükümlülüğüdür. Böyle bir yükümlülüğün öngörülmesi halinde, her bir imzanın zamanında atılmasında çok dikkatli olmak zorunludur.

·         İtiraz ve Şikayet

Denetimli serbestlik müdürlüğünce hazırlanan hukuka aykırı plan, rapor, uyarı vb. işlem ve eylemlere karşı şikayet ve itiraz yolu açıktır. Yönetmelik m. 48’e göre itiraz doğrudan müdürlüğe yapılır ve komisyon yahut koruma kurulu tarafından karara bağlanır. Şikayet ise infaz hakimliği tarafından karara bağlanmaktadır.

Denetimli serbestlik müdürlükleri ile koruma kurullarının idari nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunulabileceği Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu m. 18 ile hüküm altına alınmıştır. Aynı hükme göre İnfaz Hakimliğinin vereceği karara karşı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca itiraz kanun yolu da açıktır.

Yönetmelik m. 48/2 ile gösterildiği üzere hükümlü ile kanuni temsilcisi, işlem ve eylemi öğrendiği tarihten itibaren 15 gün ve her halde işlem/eylemin yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurabilir. Bu başvuru doğrudan infaz hakimliğine veya infaz hakimliğine iletilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına veya müdürlüğe yapılabilir. Şikayet başvurusu yapılan işlem/eylemin yerine getirilmesini kendiliğinden durdurmaz. Ancak infaz hakimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğacağı ve işlem/eylemin “açıkça hukuka aykırı” olduğu durumlarda işlem/eylemin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.

·         İhlal Uyarısının Şikayet Yolu ile Kaldırılması

Hükümlü, denetimli serbestlik yükümlülüğüne uymadığı gerekçesi ile hukuka aykırı bir ihlal uyarısı ile karşılaşmışsa infaz hakimliğine şikayet yoluna giderek bu uyarının iptalini talep edebilir. Böyle bir durumda ihlal uyarısı hukuki sonuç doğurmayacaktır.

Yargıtay’a göre hükümlünün ikinci ihlali sebebiyle dosyasının kapatılması için, ilk ihlale dair uyarı tebliğine itiraz/şikayet süresinin dolması aranmayacaktır. Diğer bir ifadeyle ikinci ihlal, ilk uyarıya ilişkin itiraz süresi içinde yapılsa dahi hükümlünün ceza infaz kurumuna iadesine karar verilir. (Yargıtay 1. CD. 2018/5599 E., 2019/853 K. sayılı ve 18.02.2019 tarihli kararı: “Hükümlünün denetim planını 1 yıl içerisinde iki defa ihlâl etmesinin yeterli olduğu, aksi durumun kabulü halinde hükümlünün ilk ihlâle ilişkin uyarı kararına karşı Kanun yoluna başvurma hakkının olmasının hükümlüye itiraz süresi boyunca ihlâl hakkı tanındığı anlamına geleceği anlaşılmakla, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden (…)”)

Hükümlü, ihlali haklı bir mazeret ile gerçekleştirmiş ise bunu ileri sürmesi mümkündür. Örneğin hükümlünün ihlal günü rahatsızlığı bulunduğunu gösterir bir sağlık raporu sunması durumunda geçerli bir mazeretinin olduğu kabul edilir. (Yargıtay 1. CD. 2019/1081 E., 2019/3333 K. sayılı ve 24.06.2019 tarihli kararı)

Denetimli Serbestlik Hangi Hallerde Sona Erer?

Hapis cezasının denetimli serbestlik uygulanarak infazı, kural olarak koşullu salıverilme tarihinin gelmesiyle sona erer. Bu durumda infaz süreci, koşullu salıverilme hükümlerine göre devam edecektir. Bunun gerçekleşmesi için denetimli serbestlik müdürlüğü CGTİK m. 108/9 uyarınca gerekçeli bir rapor hazırlayarak bunu koşullu salıverme kararını verecek adli makama gönderir.

Ceza İnfaz Kurumuna Geri Gönderilme Halleri Nelerdir?

Aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimliği, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezanın infazı için hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilmesine karar verir:

Ø  Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talepte belirtilen denetimli serbestlik müdürlüğüne 5 gün içinde müracaat etmemek (CGTİK Geçici m. 9/3 uyarınca 01.01.2021 tarihine dek “25 gün” içinde müracaat etmemek),

Ø  Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin uyarı ve önerileriyle hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmek (bir yıl içinde iki kere yükümlülük ihlali yapmak),

Ø  Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemek.

Bu hallerin yanında, CGTİK m. 105/A’nın 7242 s. Kanun ile yeniden düzenlenen 7. fıkrası uyarınca, denetimli serbestliğin uygulanmaya başlamasından sonra işlendiği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı hükümlü hakkında yeni bir kamu davası açılmışsa hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir. Bu karar, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından verilecektir. Hükümlü hakkındaki bu yeni kovuşturma neticesinde beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde infaz hakimi, infazın denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam etmesine karar verir.