Yargılamanın Yenilenmesi

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 311 ila 323. maddeleri arasında yargılamanın yenilenmesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Yargılamanın yenilenmesi, hüküm kesinleşmesine rağmen sınırlı hallerde davanın yeniden görülmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.

Bu sınırlı haller CMK m. 311/1 ile şu şekilde sayılmaktadır:

Ø  Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,

Ø  Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin anlaşılması,

Ø  Hükme katılmış olan hâkimlerden birinin hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,

Ø  Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış olması,

Ø  Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunların yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması,

Ø  Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine AİHM’e yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

Yargılamanın yenilenmesi yoluna kural olarak sanık lehine bir yargılamanın yenilenmesi sebebi ortaya çıktığında gidilebilir. Ancak CMK m. 314’e göre aşağıdaki hallerde sanık aleyhine de yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir:

Ø  Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,

Ø  Hükme katılmış olan hakimlerden birinin aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini gerektirecek nitelikte sanık lehine görev kusuru bulunması,

Ø  Sanığın beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hakim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunması.

CMK m. 315, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyecek iki yol saymıştır: Kanunun aynı maddesinde yer alan yasal sınır içinde cezanın değiştirilmesi amacıyla veya hatanın giderilmesini sağlayacak başka bir yol varsa yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.

Meydana gelen hukuka aykırılığın yargılamanın yenilenmesi sebebi oluşturması için kanunla belirlenen şartları sağlıyor olmanın yanında “önemli” bir adli hata olması gerekir. Elbette bu “önem” derecesi her somut olayın kendi özellikleri çerçevesinde değerlendirilecektir.

Yeni Olaylar veya Yeni Delillerin Ortaya Konması

Yargılamanın yenilenmesinde sıklıkla başvurulan ve uygulamada soru işareti yaratan sebeplerin başında CMK m. 311/1-e ile gösterilen yeni olaylar veya delillerin ortaya konulması gelmektedir. Yeni olaylar veya delillerin ortaya konulması bahsini bir miktar detaylandırmak faydalı olacaktır.

CMK m. 311/1-e ile yeni olaylar veya yeni delillerin ortaya konması, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu yeni olay veya deliller yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındığında sanığın beraatını veya daha hafif bir ceza içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkum edilmesini gerektiriyor ise yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil eder.

Bahsi geçen olay veya delilin “yeni” olması gerektiği unutulmamalıdır. Mahkemenin haberdar olmadığı için hüküm kurulurken değerlendirmeye almadığı olay ve deliller yeni sayılacaktır. Bunların hüküm anına dek ortaya çıkmış olup olmaması veya hükümlünün haberdar olup olmaması da önem taşımaz. Önemli olan hükümde değerlendirmeye alınamamış bir olgunun bulunmasıdır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ortaya çıkan olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” olmasını aramaktadır. Bunun için tek başına veya önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatını veya daha hafif ceza uygulanmasını gerektirecek ciddiyette olması gerektiğini belirtmektedir. Genel Kurul, bu ciddiyeti “Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur” şeklinde açıklamaktadır (YCGK 2012/3-909 E., 2014/121 K. sayılı ve 11.03.2014 tarihli kararı).

Yargıtay kararlarına konu birkaç olayı örneklemek gerekirse: Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan mahkumiyet kararı verildikten sonra hukuk mahkemesince ilgili taşınmazın hükümlü adına tescil olunmasına karar verilmesi “yeni delil” sayılır (Yargıtay 8 CD. 2018/10600 E., 2019/9087 K. sayılı ve 27.06.2019 tarihli kararı). Kişinin başkası hakkındaki mahkumiyet hükmüne konu suçu aslında kendisinin işlediği ve bunu mahkeme huzurunda anlatacağına dair iddiası yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil edebilir (Yargıtay 7. CD. 2018/3873 E., 2018/7607 K. sayılı ve 02.07.2018 tarihli kararı). Hükme esas alınmamış tanıkların beyanları ve başkaca deliller yoluyla bir diğer yargılamada suçu işleyenin başkası olduğunun sabit görülmesi yargılamanın yenilenmesi sebebidir (Yargıtay 2. CD. 2015/16931 E., 2015/22775 K. sayılı ve 09.12.2015 tarihli kararı). Hükümlü hakkında cezai ehliyeti bulunmadığına dair hastane raporunun sunulması yargılamanın yenilenmesi sebebidir (Yargıtay 10. CD. 2016/1980 E., 2017/1827 K. sayılı ve 11.05.2017 tarihli kararı).

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına Karşı Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna Gidilebilir Mi?

Yargılamanın yenilenmesi yoluna ancak kesinleşmiş bir hükümden bahsedilebilen hallerde gidilebilir.

Yargıtay’a göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, “CMK'nın 231/5. maddesinin son cümlesi uyarınca sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmayacağından kesinleşen hüküm niteliğinde bulunmadığından” yargılamanın yenilenmesine konu olamaz (Yargıtay 5. CD. 2017/276 E., 2017/849 K. sayılı ve 08.03.2017 tarihli kararı). Aynı husus, bir başka Yargıtay kararında“5271 sayılı CMK'nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesinin ancak kesin hükümlere karşı başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yolu olduğu da gözetilmeksizin, sanığın hüküm niteliğinde bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yaptığı 21/04/2014 tarihli yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş” şeklindeki gerekçe ile açıklanmıştır (Yargıtay 2. CD. 2015/15100 E., 2015/15461 K. sayılı ve 14.09.2015 tarihli kararı)

Yenileme Yargılaması

Taraflardan herhangi biri, yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin hukuki dayanaklarını ve varsa somut olguları gösterir delillerini hükmü veren mahkemeye sunar. CMK m. 318 uyarınca mahkeme bu talebi dosya üzerinden, duruşma açmaksızın karara bağlar.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul veya reddine önceki hükmü verenden farklı bir hakim/heyet tarafından karar verilir. Bu konuyla ilgili Yargıtay tarafından da “Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin kararın aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren başkan ve üyeler dışındaki hakimlerden oluşturulan heyetçe verilmesi gerekir. Asıl kararı veren heyette başkan olarak görev yapan E.O.’nun yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar veren heyette de görev alması CMK'nun 23/3. maddesine aykırılık oluşturmaktadır.” şeklinde değerlendirme yapılmıştır (Yargıtay 1. CD. 2009/10007 E., 2010/4 K. sayılı ve 13.01.2010 tarihli kararı). Aynı husus, bir başka Yargıtay kararında da “İlk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verilecek kararda, önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılanma hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği şeklindeki gerekçe ile vurgulanmıştır (Yargıtay 12. CD. 2019/1089 E., 2019/6886 K. sayılı ve 29.05.2019 tarihli kararı). Yargılamanın yenilenmesine dair bir talep gündeme geldiğinde, aynı mahkeme tarafından fakat görevlendirilecek farklı hakimlerce bu talep karara bağlanır.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin yerinde görülmesi halinde yenileme yargılaması, yine önceki yargılamayı yapan farklı hakim/heyet tarafından yürütülür.

Yukarıda da açıklandığı üzere yargılamanın yenilenmesine karar verilebilecek haller oldukça sınırlıdır. Bu sebeple özellikle yeni olay/delilin ortaya çıktığı durumlarda bu hususun hiçbir şüpheye mahal vermeyecek açık bir dille, hukuki gerekçeyi haiz biçimde sunulması gerekir. Nitekim yargılamanın yenilenmesi ancak istem üzerine etkinleştirilebilecek bir yoldur.

Yenileme yargılamasının sonucunda önceki hüküm onaylanabileceği gibi hükmün kaldırılması ile esas hakkında yeniden hüküm de kurulabilir. CMK m. 323/2’ye göre yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine ise yeniden verilecek hüküm, önceki cezadan daha ağır ceza içeremez.

Yargılamanın Yenilenmesi

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 311 ila 323. maddeleri arasında yargılamanın yenilenmesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Yargılamanın yenilenmesi, hüküm kesinleşmesine rağmen sınırlı hallerde davanın yeniden görülmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.

Bu sınırlı haller CMK m. 311/1 ile şu şekilde sayılmaktadır:

Ø  Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,

Ø  Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin anlaşılması,

Ø  Hükme katılmış olan hâkimlerden birinin hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,

Ø  Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış olması,

Ø  Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunların yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması,

Ø  Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine AİHM’e yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

Yargılamanın yenilenmesi yoluna kural olarak sanık lehine bir yargılamanın yenilenmesi sebebi ortaya çıktığında gidilebilir. Ancak CMK m. 314’e göre aşağıdaki hallerde sanık aleyhine de yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir:

Ø  Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,

Ø  Hükme katılmış olan hakimlerden birinin aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini gerektirecek nitelikte sanık lehine görev kusuru bulunması,

Ø  Sanığın beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hakim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunması.

CMK m. 315, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyecek iki yol saymıştır: Kanunun aynı maddesinde yer alan yasal sınır içinde cezanın değiştirilmesi amacıyla veya hatanın giderilmesini sağlayacak başka bir yol varsa yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.

Meydana gelen hukuka aykırılığın yargılamanın yenilenmesi sebebi oluşturması için kanunla belirlenen şartları sağlıyor olmanın yanında “önemli” bir adli hata olması gerekir. Elbette bu “önem” derecesi her somut olayın kendi özellikleri çerçevesinde değerlendirilecektir.

Yeni Olaylar veya Yeni Delillerin Ortaya Konması

Yargılamanın yenilenmesinde sıklıkla başvurulan ve uygulamada soru işareti yaratan sebeplerin başında CMK m. 311/1-e ile gösterilen yeni olaylar veya delillerin ortaya konulması gelmektedir. Yeni olaylar veya delillerin ortaya konulması bahsini bir miktar detaylandırmak faydalı olacaktır.

CMK m. 311/1-e ile yeni olaylar veya yeni delillerin ortaya konması, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu yeni olay veya deliller yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındığında sanığın beraatını veya daha hafif bir ceza içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkum edilmesini gerektiriyor ise yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil eder.

Bahsi geçen olay veya delilin “yeni” olması gerektiği unutulmamalıdır. Mahkemenin haberdar olmadığı için hüküm kurulurken değerlendirmeye almadığı olay ve deliller yeni sayılacaktır. Bunların hüküm anına dek ortaya çıkmış olup olmaması veya hükümlünün haberdar olup olmaması da önem taşımaz. Önemli olan hükümde değerlendirmeye alınamamış bir olgunun bulunmasıdır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ortaya çıkan olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” olmasını aramaktadır. Bunun için tek başına veya önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatını veya daha hafif ceza uygulanmasını gerektirecek ciddiyette olması gerektiğini belirtmektedir. Genel Kurul, bu ciddiyeti “Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur” şeklinde açıklamaktadır (YCGK 2012/3-909 E., 2014/121 K. sayılı ve 11.03.2014 tarihli kararı).

Yargıtay kararlarına konu birkaç olayı örneklemek gerekirse: Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan mahkumiyet kararı verildikten sonra hukuk mahkemesince ilgili taşınmazın hükümlü adına tescil olunmasına karar verilmesi “yeni delil” sayılır (Yargıtay 8 CD. 2018/10600 E., 2019/9087 K. sayılı ve 27.06.2019 tarihli kararı). Kişinin başkası hakkındaki mahkumiyet hükmüne konu suçu aslında kendisinin işlediği ve bunu mahkeme huzurunda anlatacağına dair iddiası yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil edebilir (Yargıtay 7. CD. 2018/3873 E., 2018/7607 K. sayılı ve 02.07.2018 tarihli kararı). Hükme esas alınmamış tanıkların beyanları ve başkaca deliller yoluyla bir diğer yargılamada suçu işleyenin başkası olduğunun sabit görülmesi yargılamanın yenilenmesi sebebidir (Yargıtay 2. CD. 2015/16931 E., 2015/22775 K. sayılı ve 09.12.2015 tarihli kararı). Hükümlü hakkında cezai ehliyeti bulunmadığına dair hastane raporunun sunulması yargılamanın yenilenmesi sebebidir (Yargıtay 10. CD. 2016/1980 E., 2017/1827 K. sayılı ve 11.05.2017 tarihli kararı).

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına Karşı Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna Gidilebilir Mi?

Yargılamanın yenilenmesi yoluna ancak kesinleşmiş bir hükümden bahsedilebilen hallerde gidilebilir.

Yargıtay’a göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, “CMK'nın 231/5. maddesinin son cümlesi uyarınca sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmayacağından kesinleşen hüküm niteliğinde bulunmadığından” yargılamanın yenilenmesine konu olamaz (Yargıtay 5. CD. 2017/276 E., 2017/849 K. sayılı ve 08.03.2017 tarihli kararı). Aynı husus, bir başka Yargıtay kararında“5271 sayılı CMK'nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesinin ancak kesin hükümlere karşı başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yolu olduğu da gözetilmeksizin, sanığın hüküm niteliğinde bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yaptığı 21/04/2014 tarihli yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş” şeklindeki gerekçe ile açıklanmıştır (Yargıtay 2. CD. 2015/15100 E., 2015/15461 K. sayılı ve 14.09.2015 tarihli kararı)

Yenileme Yargılaması

Taraflardan herhangi biri, yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin hukuki dayanaklarını ve varsa somut olguları gösterir delillerini hükmü veren mahkemeye sunar. CMK m. 318 uyarınca mahkeme bu talebi dosya üzerinden, duruşma açmaksızın karara bağlar.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul veya reddine önceki hükmü verenden farklı bir hakim/heyet tarafından karar verilir. Bu konuyla ilgili Yargıtay tarafından da “Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin kararın aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren başkan ve üyeler dışındaki hakimlerden oluşturulan heyetçe verilmesi gerekir. Asıl kararı veren heyette başkan olarak görev yapan E.O.’nun yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar veren heyette de görev alması CMK'nun 23/3. maddesine aykırılık oluşturmaktadır.” şeklinde değerlendirme yapılmıştır (Yargıtay 1. CD. 2009/10007 E., 2010/4 K. sayılı ve 13.01.2010 tarihli kararı). Aynı husus, bir başka Yargıtay kararında da “İlk kararı veren heyetin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verilecek kararda, önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılanma hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir heyetin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği şeklindeki gerekçe ile vurgulanmıştır (Yargıtay 12. CD. 2019/1089 E., 2019/6886 K. sayılı ve 29.05.2019 tarihli kararı). Yargılamanın yenilenmesine dair bir talep gündeme geldiğinde, aynı mahkeme tarafından fakat görevlendirilecek farklı hakimlerce bu talep karara bağlanır.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin yerinde görülmesi halinde yenileme yargılaması, yine önceki yargılamayı yapan farklı hakim/heyet tarafından yürütülür.

Yukarıda da açıklandığı üzere yargılamanın yenilenmesine karar verilebilecek haller oldukça sınırlıdır. Bu sebeple özellikle yeni olay/delilin ortaya çıktığı durumlarda bu hususun hiçbir şüpheye mahal vermeyecek açık bir dille, hukuki gerekçeyi haiz biçimde sunulması gerekir. Nitekim yargılamanın yenilenmesi ancak istem üzerine etkinleştirilebilecek bir yoldur.

Yenileme yargılamasının sonucunda önceki hüküm onaylanabileceği gibi hükmün kaldırılması ile esas hakkında yeniden hüküm de kurulabilir. CMK m. 323/2’ye göre yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine ise yeniden verilecek hüküm, önceki cezadan daha ağır ceza içeremez.